Coğrafya Terimler Sözlüğü
A
Açık Havza : Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık havza denir
Açısal Hız : Dairesel hareket yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır. Dünya, ekseni çevresindeki hareketi sırasında 4 dakikada 1 derecelik, 1 saatte 15 derecelik, 24 saatte 360 derecelik dönüş yapar. Açısal hız, dünya üzerindeki her noktada aynıdır.
Ağıl : Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile çevrili yerlere ağıl adı verilmektedir. Ağıllar zamanla nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli yerleşme haline gelebilir. Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır.
Açık Havza : Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık havza denir
Açısal Hız : Dairesel hareket yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır. Dünya, ekseni çevresindeki hareketi sırasında 4 dakikada 1 derecelik, 1 saatte 15 derecelik, 24 saatte 360 derecelik dönüş yapar. Açısal hız, dünya üzerindeki her noktada aynıdır.
Ağıl : Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile çevrili yerlere ağıl adı verilmektedir. Ağıllar zamanla nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli yerleşme haline gelebilir. Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır.
Akarsu Akımı (Debisi) : Akarsuyun herhangi bir kesitinden birim zamanda geçen su miktarına (m3) akım veya debi denir
Akarsu Rejimi : Akarsuyun akımının yıl içerisinde gösterdiği değişmelere rejim ya da akım düzeni denir.
Alizeler
: 30° enlemlerinden (DYB) Ekvator’a (TAB) doğru esen rüzgarlardır.
Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketi nedeniyle sapmaya uğrayarak,
Kuzey Yarım Küre’de kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de güneydoğudan
eserler. En düzenli ve sürekli esen rüzgarlardır. Okyanus akıntılarının
yönlerini düzenlerler. Başlangıçta kuru olan bu rüzgarlar, deniz
üzerinden aldıkları nemi Ekvator çevresine yağış olarak bırakırlar.
Altimetre
: Madeni barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe basıncın azalması
kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır.
Ana
yön : Güneşin doğduğu taraf doğuyu, battığı taraf batıyı gösterir.
Bunları dik kesen yönler, kuzeyi ve güneyi gösterir. Bunlara ana yönler
denir.
Andezit : Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır. Ankara taşı da denir. Dağıldığında killi topraklar oluşur.
Anemometre (rüzgar ölçer) : Rüzgarın hızını ölçmeden kullanılan alet.
Aneroid
Barometre : Madeni barometredir. Cıvalı barometrelerin kullanım
alanının sınırlı olması ve taşıma zorluğu nedeniyle geliştirilmiştir.
Aphel : Bakınız : Günöte.
Araziden
Yararlanma Haritaları : Bir bölgede arazinin nasıl kullanıldığını
gösteren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla ekili-dikili alanların,
çayır ve mera alanlarının, orman alanlarının, bölünüşü ile kayalık,
bataklık gibi kullanılmayan alanlar hakkında bilgi edinilir. Tarımın
türü ve tarım ürünleri de bu haritalarda gösterilir.
Artezyen
: Basınçlı yeraltı sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki
geçirimli tabaka içinde bulunan sulardır. Tekne biçimli ovalar ve vadi
tabanlarında bu tür sular bulunmaktadır.
Atmosfer
: Dünya’yı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir. Atmosferin alt
sınırı, kara ve deniz yüzeyleriyle çakışır. Üst sınırını ise
yerçekiminin etkisi belirler. Ekvator’dan kutuplara doğru yerçekimi
arttığı için atmosferin şekli Dünya’nın şekli gibi küreseldir.
Atmosfer
Basıncı : Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır.
Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer
basıncı denir.
Ay’ın
evreleri : Ay Güneş’ten aldığı ışınları yansıttığından ve Dünya’nın
etrafındaki hareketinden dolayı farklı şekillerde görülmektedir. Ay’ın
değişik şekillerde görülmesine Ay’ın evreleri denir.
Ay, Güneş ile Dünya arasına girdiğinde, Ay’ın karanlık yüzü Dünya
tarafında olur. Bu durumda Ay’ı göremeyiz. Ay’ın bu evresine yeni ay denir. Yeni ay evresinden yaklaşık bir hafta sonra Ay’ın Dünya’ya bakan yüzünün yarısı görülür. Bu evreye ilk dördün denir. İlk dördün evresinden yaklaşık bir hafta sonra, Ay’ın Dünya’ya dönük yüzünün tamamı görülür. Bu evreye dolunay adı verilir. Dolun Ay evresinden yaklaşık bir hafta sonra, Ay’ın Dünya’ya dönük yüzünün yarısı görülür. Bu evreye son dördün denir.
Aysberg
(Buz dağı) : Buzullardan kopup, denize kadar ulaşan kalın buzul
parçaları deniz içinde ilerlemeye devam eder. Buzun yoğunluğu, deniz
suyunun yoğunluğundan az olduğu için su tarafından kaldırılır. Yüzlerce
metre kalınlıkta ve kilometrelerce uzunluktaki bu buz dağlarına aysberg
denir.
Ay tutulması : Dünya, Güneş ile Ay arasına girerek, Ay’ın bütününü veya bir bölümünü gölgelerse ay tutulması meydana gelir.
B
Bağıl Nem : Hava her zaman taşıyabileceği kadar nem yüklenmez. Genellikle havadaki su buharı miktarıyla doyma miktarı arasında bir fark bulunur. Bu farka doyma açığı (nem açığı) denir.
B
Bağıl Nem : Hava her zaman taşıyabileceği kadar nem yüklenmez. Genellikle havadaki su buharı miktarıyla doyma miktarı arasında bir fark bulunur. Bu farka doyma açığı (nem açığı) denir.
Belli sıcaklıkta 1m3 havanın neme doyma oranına ise bağıl nem denir.
Bankiz : Kutup çevresindeki denizlerde, suyun donması ile oluşan buz kütleleridir.
Baraj gölü : Yapay su birikintilerine baraj gölü denir.
Barograf : Basıncı sürekli kaydeden ve yazıcı ucu bulunan bir tür madeni barometredir.
Basınç
: Yüksek basınç alanlarında alçalıcı hava hareketi buharlaşmayı
engeller. Çünkü alçalan havanın yoğunluğunun artması su buharının
yükselmesini önler. Alçak basınç alanlarında ise yükselen havanın
yoğunluğu daha az olacağı için buharlaşma daha kolaydır.
Bazalt
: Koyu gri ve siyah renklerde olan dış püskürük bir taştır.
Mineralleri ince taneli olduğu için ancak mikroskopla görülebilir.
Bazalt demir içerir. Bu nedenle ağır bir taştır.
Birinci
Zaman (Paleozoik) : Günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce sona
erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Birinci zamanın yaklaşık 375 milyon
yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.
Zamanın
önemli olayları : Kaledonya ve Hersinya kıvrımlarının oluşumu.
Özellikle karbon devrinde kömür yataklarının oluşumu. İlk kara
bitkilerinin ortaya çıkışı. Balığa benzer ilk organizmaların ortaya
çıkışı. Birinci zamanı karakterize eden canlılar graptolith ve
trilobittir.
Boğaz: Bakınız : Yarma vadi.
Bora : Yugoslavya’nın iç kesimlerinden Adriyatik Denizi kıyılarına esen soğuk rüzgarlardır.
Boylam : Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine olan uzaklığının açısal değeridir.
Q açısı, D noktasının başlangıç meridyenine olan uzaklığının açı cinsinden değeridir ve D noktasının boylam derecesini verir.
Örnek : D noktasına ait Q açısının değeri 30 derece ise,
D noktasının boylam derecesi 30° dir.
Boyun
: Birbirine ters yönde açılmış iki akarsu vadisinin en yüksek, iki
doruk arasındaki alanın en alçak yerine boyun denir. Buralara bel ya da
geçit de denir.
Bozkır : İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır. Bunlara step ya da bozkır denir.
Buharlaşma
: Atmosferdeki nemin kaynağı yeryüzündeki su kütleleridir. Sıcaklık
arttıkça, havadaki nem açığı arttıkça, su yüzeyi genişledikçe, rüzgar
estikçe, basınç azaldıkça, buharlaşma artar.
Buz Dağı : Bakınız : Aysberg.
Buzul Gölleri : Buzullaşma döneminde buzulların aşındırmasıyla oluşan çanaklardaki göllerdir.
C
Coğrafi Bölge : Taşıdığı belirli Coğrafi özellikleri ile çevresinden ayrılan, kendi içinde benzerlik gösteren en geniş coğrafi birimdir. Coğrafi bölgelerin sınırları belirlenirken doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler temel alınır.
C
Coğrafi Bölge : Taşıdığı belirli Coğrafi özellikleri ile çevresinden ayrılan, kendi içinde benzerlik gösteren en geniş coğrafi birimdir. Coğrafi bölgelerin sınırları belirlenirken doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler temel alınır.
Coğrafi
Bölüm : Bir coğrafi bölge içinde doğal koşullar, sosyal ve ekonomik
özellikler bakımından farklılık gösteren küçük birimlerdir.
Coğrafi
Konum : Yeryüzündeki herhangi bir alanın bulunduğu yere, o alanın
coğrafi konumu denir. Coğrafi konum, matematik konum ve özel konum
olarak iki şekilde ifade edilir.
Cıvalı
Barometre : Üstü açık bir kaba daldırılmış, yukarı ucu kapalı bir cam
borudur. Hava basıncı, boruyu dolduran cıva sütununu dengede tutar.
Hava basıncı azalıp çoğaldıkça cıva sütunu da alçalıp yükselir. Cıvalı
barometre camdan yapıldığı ve hep düz durması gerektiği için her zaman
kullanımı kolay değildir.
Ç
Çakıltaşı (Konglomera) : Genelde yuvarlak akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşur.
Ç
Çakıltaşı (Konglomera) : Genelde yuvarlak akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşur.
Çakmaktaşı
(Silex) : Denizlerde eriyik halde bulunan silisyum dioksitin (SİO2)
çökelmesi ile oluşan taştır. Kahverengi, gri, beyaz, siyah renkleri
bulunur. Çok sert olması ve düzgün yüzeyler halinde kırılması nedeniyle
ilkel insanlar tarafından alet yapımında kullanılmıştır.
Çay : Derelerin birleşmesiyle oluşan akarsulara çay denir.
Çekirdek
: Dünya'nın yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin
bulunduğu bölümüdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin,
5120-2890 km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler
arasındaki kısmına iç çekirdek denir. İç çekirdekte bulunan demir-nikel
karışımı çok yüksek basınç ve sıcaklık etkisiyle kristal haldedir. Dış
çekirdekte ise bu karışım ergimiş haldedir.
Çığ : Büyük kar yığınlarının yamaç boyunca hareket etmesine çığ denir.
Çiy
: Havanın açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının
soğuk cisimler üzerinde su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır.
İlkbahar ve yaz aylarında görülür.
Çizgi
(grafik) Ölçek : Haritalardaki küçültme oranını çizgi grafiği
üzerinde gösteren ölçek türüdür. Kesir ölçeğe göre düzenlenir ve
santimetre (cm)'nin üstündeki tüm uzunluk birimleri kullanılır.
Çizgisel
Hız : Dairesel hareket yapan Yerküre üzerindeki bir noktanın birim
zamanda eksen üzerindeki yer değiştirme hızıdır. Çizgisel hız, dünyanın
küreselliği nedeniyle Ekvator'da en fazladır, kutuplara doğru azalır.
Çökme
Dolini : Yeraltında bulunan mağara sistemlerinin tavanlarının
incelerek çökmesi ile oluşan karstik şekillerdir. Çökme dolinleri,
derinliklerinin fazla oluşu, yamaçlarının eğimli oluşu ve tabanlarındaki
iri bloklar halinde maddeler bulunması nedeniyle erime dolinlerinden
kolayca ayırtedilirler.
D
Dağ : Çevresine göre yüksek olan inişli çıkışlı yer şekilleridir.
D
Dağ : Çevresine göre yüksek olan inişli çıkışlı yer şekilleridir.
Dağ Oluşumu : Bakınız : Orojenez.
Dalgalar
: Dalgalar, deniz ve göllerdeki kuzey sularının periyodik
salınımlarıdır. Dalga oluşumunun temel nedeni rüzgarlardır. Deniz
yüzeyini yalayarak esen rüzgarlar, sürtünme nedeniyle durgun sulara
hareket kazandırır. Deniz yüzeyi pürüzlenir ve sürekli biçim değiştirir.
Deniz yüzeyinin salınım hareketine dalgalanma deniz yüzeyinde beliren
pürüze dalga denir. Rüzgarlar dışında depremler, volkanik hareketler ve
deniz altında çökmelerde dalgaları oluşturur. Bu tür dalgalara tsunami
denir.
Dam
: Köy ailelerinin geçici bir süre için yararlandıkları yerleşme
biçimidir. Bölge köy yerleşmelerinde bir kısım aileler, birkaç aylık
süre için köylerinden ayrılarak, kendi bahçe, tarla ve otlaklarındaki
damlarda oturduktan sonra, tekrar köylerine dönerler.
Debi : Bakınız : Akarsu Akımı.
Delta
: Akarsuların denize ulaştıkları yerlerde taşıdıkları maddeleri
biriktirmesiyle oluşan üçgen biçimli alüvyal ovalardır. Deltalar, taban
seviyesi ovalarının bir çeşididir. Onlardan ayrılan yönü biriktirmenin
deniz içinde olmasıdır.
Deniz
: Okyanusların kıta içlerine doğru uzanan kollarına deniz denir.
Denizler okyanuslarla bağlantılarına göre ikiye ayrılır.
Denizlerin
Ortalama Derinliği : Denizlerin ortalama derinliği 4000 m dir.
Dünya’nın en derin yeri olan Mariana Çukuru deniz seviyesinden 11.035 m
derinliktedir.
Deprem
: Yerkabuğunun derinliklerinde doğal nedenlerle oluşan salınım ve
titreşim hareketleridir. Yeryüzünün belirli yerlerinde sıklıkla deprem
görülür. Buralara deprem kuşakları denir.
Dere : Suyu az, boyu kısa olan akarsulara dere denir.
Derin
Deniz Çukurları : Sima üzerinde hareket eden kıtaların, birbirine
çarptıkları yerlerde bulunur. Yeryüzünün en dar bölümüdür.
Derin Deniz Platformu : Kıta yamaçları ile çevrelenmiş, ortalama derinliği 6000 m olan yeryüzünün en geniş bölümüdür.
Diyorit
: Birbirinden gözle kolayca ayrılabilen açık ve koyu renkli
minerallerden oluşan iç püskürük bir taştır. İri taneli olanları, ince
tanelilere göre daha kolay dağılır.
Doğal bitki örtüsü : İklim şartlarına göre, kendiliğinden yetişen bitkilerin oluşturduğu örtüye doğal bitki örtüsü denir.
Dolin
: Kalker platolar üzerinde görülen, oval şekilli erime
çukurluklarıdır. Genellikle derinlikleri az, genişlikleri fazladır.
Türkiye’de özellikle Toroslar’da dolinler yaygın olarak görülür. Halk
arasında kokurdan, koyak, tava gibi adlar verilir. Dolinler oluşum
şekillerine göre iki gruba ayrılır :
Don
Olayı : Havanın açık ve durgun olduğu kış gecelerinde aşırı ısınma
nedeniyle toprak donar. Don olayı tarımsal üretime büyük ölçüde zarar
verir. Karasal bölgelerde don olayı sık görülür.
Doruk : Dağın en yüksek yerine doruk (zirve) denir.
Dördüncü
Zaman (Kuaterner) : Günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve hala
sürdüğü varsayılan jeolojik zamandır. Zamanın önemli olayları :İklimde
büyük değişikliklerin ve dört buzul döneminin (Günz, Mindel, Riss, Würm)
yaşanması. İnsanın ortaya çıkışı.Dördüncü zamanı karakterize eden
canlılar mamut ve insandır.
Duvar
ve Atlas Haritaları : Eğitim ve öğretim amacına yönelik haritalardır.
Ölçekleri 1 / 1.100.000'dan daha küçüktür. Dünya'nın tümünü, kıtaları
veya ülkeleri gösterirler.
Düden
: Kalkerli arazide erime ile oluşan daire biçimli kapalı çukurluklara
düden denir. Düdenler yer altı sularını birbirine bağlayan kanallardır.
Düdenlere halk arasında su çıkan, su batan gibi adlar da verilir.
Dünya : Güneş Sistemi'nin 9 gezegeninden biridir ve Güneş'e olan uzaklığı bakımından 3. Sırada bulunur.
Dünyanın
Yıllık Hareketi : Dünya ekseni çevresinde hareket ederken aynı
zamanda saat ibresinin tersi yönde, Güneş'in çevresinde de döner. Bu
hareketini elips bir yörüngede 365 gün 6 saatte tamamlar. Buna 1 Güneş
yılı denir. Dünya'nın yıllık hareketi sırasında, Güneş'in çevresinde
çizdiği yörünge düzlemine ekliptik denir. Yörünge şeklinin elips olması
nedeniyle Dünya yıllık hareket sırasında Günöte - Günberi konumuna
gelir.
E
Ekliptik: Dünya'nın yörüngesinden geçtiği varsayılan düzleme Ekliptik veya Yörünge Düzlemi denir.
E
Ekliptik: Dünya'nın yörüngesinden geçtiği varsayılan düzleme Ekliptik veya Yörünge Düzlemi denir.
Ekonomi
Haritaları : Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün ekonomik
özelliklerini gösteren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla endüstri
kuruluşlarının türü, sayısı, dağılışı, çalışanların sayısı hakkında
bilgi edinilir.
Eksosfer (Jeokronyum) : Atmosferin en üst tabakasıdır.
Enlem
: Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç paraleli olan
Ekvator'a uzaklığının açısal değeridir. Q açısı, D noktasının Ekvator'a
olan uzaklığının açı cinsinden değeridir ve D noktasının enlem
derecesini verir. Örnek :
Q açısının değeri 45 ise, D noktasının enlem derecesi 45° dir.
Epirojenez : Karaların toptan alçalması ya da yükselmesi olayına epirojenez denir.
Erozyon : Toprak örtüsünün, akarsuların, rüzgarların ve buzulların etkisiyle süpürülmesine erozyon denir.
Erime
Dolini : Kalker yüzeyler üzerinde, yağış sularının eritmesiyle oluşan
karstik şekildir. Erime dolinlerinin tabanında yüzey sularının derine
doğru sozdığı çatlak ve delikler bulunur. Dolin tabanlarında erimeden geriye kalan killi materyalin birikmesiyle oluşan terra rossa toprakları bulunur.
Eş Aralık : Bakınız : İzohips Aralığı.
Eş derinlik eğrisi : Bakınız : İzohips Eğrisi.
Eş yükselti Eğrisi : Bakınız : İzohips Eğrisi.
Etezien : Balkan Yarımadası’ndan Kuzey Ege kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.
F
Falez (Yalıyar) : Dalgalar aşındırma yaparken önce çarptıkları kıyı boyunca bir çentik açar. Buna dalga oyuğu denir. Dalga oyukları derinleştikçe üzerindeki kütleler kopar ve düşer. Böylece kıyı boyunca diklikler oluşur. Bu dikliklere falez ya da yalıyar adı verilir. Türkiye’de, Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında güzel falez örnekleri görülmektedir.
F
Falez (Yalıyar) : Dalgalar aşındırma yaparken önce çarptıkları kıyı boyunca bir çentik açar. Buna dalga oyuğu denir. Dalga oyukları derinleştikçe üzerindeki kütleler kopar ve düşer. Böylece kıyı boyunca diklikler oluşur. Bu dikliklere falez ya da yalıyar adı verilir. Türkiye’de, Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında güzel falez örnekleri görülmektedir.
Fay
: Yerkabuğu hareketleri sırasında şiddetli yan basınç ve gerilme
kuvvetleriyle blokların birbirine göre yer değiştirmesine fay denir.
Fay açısı : Dikey düzlem ile fay düzlemin yaptığı açıya fay açısı denir.
Fay
aynası : Fay oluşumu sırasında yükselen ve alçalan blok arasındaki
yüzey kayma ve sürtünme nedeniyle çizilir., cilalanır. Parlak görünen bu
yüzeye fay aynası denir
Filat : Kiltaşının (şist) yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Fiziki
Haritalar : Yeryüzünün kabartı ve çukurluklarını gösteren orta ya da
büyük ölçekli haritalardır. Fiziki haritalar hazırlanırken eş yükselti
ve eş derinlik eğrileri geniş aralıklarla geçirilir. Bu aralıklar
çeşitli renklerle boyanır. Yükseltiler genellikle yeşil, sarı ve
kahverenginin çeşitli tonları ile, derinlikler ise açıktan koyuya mavi
rengin tonları ile gösterilir.
Fosil : Jeolojik devirler boyunca yaşamış canlıların taşlamış kalıntılarına fosil denir.
G
Galaksi : Yıldız kümesine galaksi denir.
G
Galaksi : Yıldız kümesine galaksi denir.
Galeri
Ormanları : Savanlardaki, küçük akarsu boylarında görülen, çoğunlukla
50-100 m genişliğinde, bir akarsu ağı biçiminde uzanan ve sürekli
yeşil kalabilen nemli ormanlardır. Galeri ormanları olarak
adlandırılmalarının nedeni, ağaçların, akarsuyun üstünü bir galeri
şeklinde kapatmasıdır.
Gayzer : Volkanik yörelerde yeraltındaki sıcak suyun belirli aralıklarla fışkırması ile oluşan kaynaklardır.
Geçit : Dağlık yerlerin ulaşıma imkan veren bölümlerine geçit denir.
Gel
– Git : Ay’ın ve Güneş’in çekim gücünün etkisiyle Dünya’daki su
kütlelerinin alçalması ve yükselmesi olayıdır. Ancak Ay, Dünya’ya en
yakın gök cismi olduğundan gel git olayında daha etkilidir. Bir yerdeki
gel-git, gün içinde 2 kabarma 2 çekilme biçiminde 6 saatte bir
gerçekleşir. Bu seviye değişmelerinde her gün bir önceki güne göre 50
dakikalık bir gecikme olur. Çünkü ay, Dünya’nın çevresindeki dönüşünü 24
saat 50 dakikada tamamlamaktadır.
Gezegen : Güneş etrafında dönen büyük gök cisimlerine gezegen denir.
Gnays : Granitin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Göçler : Nüfusun geçici veya sürekli olarak yer değiştirmesidir. Eğer değiştirilen yer ülke içinde olursa buna iç göç
denir. Göçler, hızlı nüfus artışının doğal bir sonucudur. Bir
bölgedeki nüfusun, artmasında veya azalmasında göçlerin büyük etkisi
vardır.
Göktaşı : Yeryüzüne düşen meteor veya parçalarına göktaşı adı verilir.
Göl
: Karalar üzerindeki çukur alanlarda birikmiş ve belirli bir akıntısı
olmayan durgun su kütlelerine göl denir. Göller tek tek bulundukları
gibi yan yana birden fazla da bulunabilirler. Göllerin yan yana
bulundukları bölgelere göller yöresi denir.
Grafik Ölçek : Bakınız : Çizgi ölçek.
Granit
: İç püskürük bir taştır. Kuvars, mika ve feldspat mineralleri içerir.
Taneli olması nedeniyle mineralleri kolayca görülür. Çatlağı çok olan
granit kolayca dağılır, oluşan kuma arena denir.
Günberi
(Perihel) : Dünya'nın, Güneş'e en çok yaklaşıp, yörüngede en hızlı
döndüğü gündür. Dünya Günberi konumuna 3 Ocak'ta gelir.
Güneş
Enerjisi : Güneş’in yapısındaki hidrojen atomlarının helyuma
dönüşmesi sırasında, enerji açığa çıkar. Buna güneş enerjisi denir.
Güneş
Tutulması : Ay, Dünya ile Güneş arasına girdiğinde Dünya’nın bazı
yerleri güneş ışığı alamaz. Bu duruma Güneş tutulması denir.
Günöte
(Aphel) : Dünya'nın, Güneş'ten en çok uzaklaştığı, yörüngede en
yavaş döndüğü gündür. Dünya Günöte konumuna 4 Temmuz'da gelir.
H
Harita : Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmış şekline harita denir.
H
Harita : Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmış şekline harita denir.
Bir çizimin harita özelliği taşıyabilmesi için;
- Kuşbakışı görünüme göre çizilmesi,
- Arazi üzerindeki uzunlukların belli bir oranda küçültülmesi gerekir.
Harita
Anahtarı (Lejant) : Haritada kullanılan özel işaretlerin ne anlama
geldiğini gösteren bölümdür. Her haritanın kullanım amacına göre farklı
işaretler kullanılır.
Harita
Ölçeği : Harita üzerinde belli iki nokta arasındaki uzunluğun,
yeryüzündeki aynı noktalar arasındaki uzunluğa oranıdır.
Diğer bir deyişle, gerçek uzunlukları harita üzerine aktarırken kullanılan küçültme oranıdır.
Örneğin : Boğaz Köprüsü'nün gerçekte 1074 m olan iki ayağı arası uzaklık, ölçeği bilinmeyen bir haritada yaklaşık 0.5 cm gösterilmiştir. Haritanın ölçeğini bulmak için harita üzerindeki uzunluğu gerçek uzunluğa oranlarız.
Buna göre haritanın ölçeği yaklaşık 1/200.000'dir.
Heyelan
: Toprağın, taşların ve tabakaların bulundukları yerlerden aşağılara
doğru kayması ya da düşmesine toprak kayması ve göçmesi denir. Ülkemizde
bu olayların tümüne birden heyelan adı verilir. Yerçekimi, yamaç zemin
yapısı, eğim ve yağış koşulları heyelana neden olan etmenlerdir.
Hidrografya
Haritaları : Bir bölgenin su potansiyeli (akarsular, göller, yeraltı
suları, kaynaklar) hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalar
yardımıyla akarsuların drenaj tipi, akım miktarı, kanallar, göl
sularının özellikleri, yeraltı sularının türü, kaynakların türü sayısı
ve verimlilik derecesi hakkında bilgi edinilir.
Hidroloji : Suyun özelliklerini inceleyen bilim dalına hidroloji denir.
Hipsografik Eğri : Yeryüzünün yükseklik ve derinlik basamaklarını gösteren eğridir.
I
Irmak : Çayların birleşmesiyle oluşan akarsulara ırmak denir.
I
Irmak : Çayların birleşmesiyle oluşan akarsulara ırmak denir.
Işıma
: Yeryüzü kazandığı enerjinin bir bölümünü atmosfere geri verir. Buna
yer ışıması denir. Güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşamadığı saatlerde
(gece) ve güneş ışınlarının yere değme açılarının küçüldüğü aylarda yer
ışıması artar. Ayrıca, zeminin yapısı da yer ışıması üzerinde
etkilidir. Örneğin yeryüzünün bitki ile kaplı alanlarında yer ışıması
az ve yavaşken çılak arazilerde ısı kaybı daha hızlı ve fazla olur.
İ
İç Deniz : Okyanuslara boğazlar aracılığıyla bağlanan kara içlerine sokulmuş denizlere denir. Örnek : Akdeniz, Kızıldeniz, batlık Denizi, Karadeniz, Marmara Denizi, Azak Denizi
İ
İç Deniz : Okyanuslara boğazlar aracılığıyla bağlanan kara içlerine sokulmuş denizlere denir. Örnek : Akdeniz, Kızıldeniz, batlık Denizi, Karadeniz, Marmara Denizi, Azak Denizi
İklim : Geniş bir bölge içinde ve uzun yıllar boyunca değişmeyen ortalama hava koşullarına iklim denir.
İlkel
Zaman : Günümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği
varsayılan jeolojik zamandır. İlkel zamanın yaklaşık 4 milyar yıl
sürdüğü tahmin edilmektedir. Zamanın önemli olayları :
Sularda
tek hücreli canlıların ortaya çıkışı. En eski kıta çekirdeklerinin
oluşumu. İlkel zamanı karakterize eden canlılar alg ve radiolariadır.
İkinci
Zaman (Mezozoik) : Günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiği
varsayılan jeolojik zamandır. İkinci zamanın yaklaşık 160 milyon yıl
sürdüğü tahmin edilmektedir. İkinci zamanı karakterize eden dinazor ve
ammonitler bu zamanın sonunda yok olmuşlardır.
Zamanın
önemli olayları :Ekvatoral ve soğuk iklimlerin belirmesi. Kimmeridge
ve Avustrien kıvrımlarının oluşumu. İkinci zamanı karakterize eden
canlılar ammonit ve dinazordur.
İndirgenmiş
Sıcaklık : Yeryüzünde sıcaklığın enleme bağlı dağılışını gösteren
haritalar çizilirken yükseltinin sıcaklık üzerindeki etkisini ortadan
kaldırmak için indirgenmiş sıcaklık değerleri kullanılır. Bir yerin
yükseltisinin sıfır (0 m) kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına
indirgenmiş sıcaklık denir. Bir yerin indirgenmiş sıcaklığını hesaplamak
için yükseltiden kaynaklanan sıcaklık farkı hesaplanır. Bu fark o
yerin gerçek sıcaklığına eklenir.
İyonosfer : Mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının, molekülleri parçalayarak iyonlar haline getirdiği atmosfer katmanıdır.
İzobath eğrisi : Bakınız : İzohips Eğrisi.
İzohips
Aralığı (Eş Aralık) : İzohipsler haritaların ölçeğine uygun olarak
belirlenen yükselti aralıkları ile çizilir. Bu aralığa izohips aralığı
ya da eş aralık denir.
İzohips
(Eş yükselti) Eğrisi : Deniz seviyesinden aynı yükseklikteki
noktaları birleştiren eğriye eş yükselti (izohips) eğrisi, aynı
derinlikteki noktaları birleştiren eğriye eş derinlik (izobath) eğrisi
denir.
İzoterm
Haritaları : Bir bölgede, eş sıcaklıktaki noktaları birleştiren
eğriye izoterm denir. İzotermler yardımıyla çizilen izoterm
haritalarından, bir bölgedeki sıcaklık dağılışı hakkında bilgi
edinilir. Sıcaklık dağılışını daha iyi gösterebilmek için, bu haritalar
sıcaklık basamaklarına uygun olarak renklendirilir. Sıcak yerler için
kırmızının tonları soğuk yerler için mavinin tonları kullanılır.
J
Jeoloji : Yerkürenin yapısını, yaşını ve özelliklerini araştıran bilim dalına yer bilimi jeoloji denir.
J
Jeoloji : Yerkürenin yapısını, yaşını ve özelliklerini araştıran bilim dalına yer bilimi jeoloji denir.
Jeolojik
zamanlar : Yerkürenin, oluşmaya başladığı andan bu güne kadar
geçirdiği devrelere Jeolojik zaman denir. Dünya’mızın 5-6 milyar yıl
yaşında olduğu tahmin edilmektedir.
Jeosenklinal
: Akarsular, rüzgarlar ve buzullar, aşındırıp, taşıdıkları maddeleri
deniz ya da okyanus tabanlarında biriktirirler. Tortullanmanın
görüldüğü bu geniş alanlara jeosenklinal denir.
Jeomorfoloji
Haritaları : Bir bölgedeki şekillenme süreci yani iç ve dış güçlerin
etkisiyle oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır. Bu
haritalarda faylar, yamaçlar, vadi türleri, birikinti konileri, sekiler,
ovalar ve daha bir çok yer şekli taranarak gösterilir. Yer
şekillerinin kolay ayırt edilmesi amacıyla bu haritalar renklendirilir.
Jeoterm Basamağı : Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm basamağı denir.
Jips (Alçıtaşı) : Beyaz renkli, tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır. Alçıtaşı olarak da isimlendirilir.
K
Kalker (Kireçtaşı) : Deniz ve okyanus havzalarında, erimiş halde bulunan kirecin çökelmesi ve taşlaşması sonucu oluşan taştır.
K
Kalker (Kireçtaşı) : Deniz ve okyanus havzalarında, erimiş halde bulunan kirecin çökelmesi ve taşlaşması sonucu oluşan taştır.
Kant-Laplace
teorisi : Güneş Sistemi’nin oluşumu ile ilgili farklı teoriler ortaya
atılmıştır. En geçerli teori sayılan Kant-Laplace teorisine Nebula
teorisi de denir. Bu teoriye göre, Nebula adı verilen kızgın gaz kütlesi
ekseni çevresinde sarmal bir hareketle dönerken, zamanla soğuyarak
küçülmüştür. Bu dönüş etkisiyle oluşan çekim merkezinde Güneş
oluşmuştur. Gazlardan hafif olanları Güneş tarafından çekilmiş, çekim
etkisi dışındakiler uzay boşluğuna dağılmış ağır olanlar da Güneş’ten
farklı uzaklıklarda soğuyarak gezegenleri oluşturmuşlardır.
Kapalı Havza : Sularını denize ulaştıramayan havzalara kapalı havza denir.
Karaların
Ortalama Yüksekliği : Karaların ortalama yüksekliği 1000 m dir.
Dünya’nın en yüksek yeri deniz seviyesinden 8840 m yükseklikteki Everest
Tepesi’dir.
Karayel : Türkiye’ye kuzeybatıdan esen soğuk rüzgarlardır. Kışın kar yağışlarına, yazın sağanak yağışlara neden olur.
Karstik Göller : Eriyebilen kayaçların bulunduğu yerlerde oluşan göllerdir.
Kaynak
: Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yere kaynak denir.
Türkiye’de kaynaklara pınar, eşme, bulak ve göze gibi adlar da
verilir.
Kenar
Deniz : Okyanus kıyılarında, okyanuslardan adalarla ayrılan denizlere
denir. Örnek : Japon Denizi, Çin Denizi (Sarı Deniz), Umman Denizi,
Kuzey Buz Denizi, Antiler, Tasman Denizi, Mercan Denizi, Bering Denizi,
Karayip Denizi
Kesir Ölçek : Haritalardaki küçültme oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür.
1 / 25.000 , 1 / 500.000, 1 / 1.000.000 birer kesir ölçektir.
Kesir ölçekte, pay ile paydanın birimleri aynıdır. Uzunluk birimi olarak santimetre (cm) kullanılır.
Örneğin : 1 / 1.000.000 ölçeğinde, arazi üzerindeki 1.000.000 cm (10 km)'lik uzunluk harita üzerinde 1 cm gösterilmiştir.
Kırağı
: Soğuyan zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde
olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun olması
gerekir.
Kırç
: Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde
kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline
geçmesidir.
Kırgıbayır : Yarı kurak iklim bölgelerinde sel yarıntılarıyla dolu yamaçlara kırgıbayır (badlans) denir.
Kıta : Denizlerin ortasında çok büyük birer ada gibi duran kara kütlelerine kıta denir.
Kıta Platformu : Derin deniz platformundan sonra yüksek dağlar ile kıyı ovaları arasındaki en geniş bölümdür.
Kıta
Sahanlığı : Deniz seviyesinin altında, kıyı çizgisinden -200 m derine
kadar inen bölüme kıta sahanlığı (şelf) denir. Şelf kıtaların su
altında kalmış bölümleri sayılır.
Kıta Yamacı : Şelf ile derin deniz platformunu birbirine bağlayan bölümdür.
Kiltaşı
(Şist) : Çapı 2 mikrondan daha küçük olan ve kil adı verilen
tanelerin yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Kom
: Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde hayvancılığa dayalı olduğu aileler
veya kişiler tarafından oluşturulan geçici yerleşmelerdir.
Konveksiyonel Yağış : Isınan havanın yükselerek soğuması ile oluşan yağışlardır.
Kömür
: Bitkiler öldükten sonra bakteriler etkisiyle değişime uğrar. Eğer su
altında kalarak değişime uğrarsa, C (karbon) miktarı artarak
kömürleşme başlar. C miktarı % 60 ise turba, C miktarı % 70 ise linyit,
C miktarı % 80 – 90 ise taş kömürü, C miktarı % 94 ise antrasit adını
alır.
Kör
(Çıkmaz) Vadi : Karstik yörelerdeki akarsular bir düdende kaybolarak
akışını yeraltında sürdürür. Bu akarsuların yeryüzünde süreklilik
göstermeyen vadilerine kör (çıkmaz) vadi denir.
Krater : Yanardağların püskürmesi sırasında mağmanın izlediği yola volkan bacası ve bunun ağzına krater denir.
Krivetz: Romanya’nın iç kesimlerinden Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.
Kroki : Bir yerin kuşbakışı görünümünün ölçeksiz olarak düzleme aktarılmasıdır.
Kuaterner Zaman : Bakınız : Dördüncü Zaman.
Kumsal
: Kıyılarda dalga ve akıntıların taşıdıkları maddeleri biriktirmesi
ile oluşan alanlara kumsal denir. Girintili-çıkıntılı bir kıyıda
dalgalar, denize çıkıntı yapan dik burunlarda aşındırma, buradan
kopardıkları maddeleri koy içlerine taşıyarak kumsalların oluşmasını
sağlar. Bu nedenle kumsallar genellikle koy içlerinde yer alır ve bir
şerit halinde uzanır.
Kumtaşı (Gre) : Kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Kumullar
: Rüzgarların taşıdığı kumların çökelmesiyle kumullar oluşur. Gevşek
yapıya sahip olan kumullar sürekli yer değiştirmektedirler. Orta Asya
çöllerinde oluşan hilal biçimli kumullara ise barkan adı verilir.
Kuraklık
Sınırı : Bir bölgenin sıcaklık ve nem koşulları tarım ürünlerini,
sulamaya duyulan gereksinimi etkilemektedir.Yaz kuraklığının belirgin
olduğu bir yerde sulamaya duyulan gereksinim fazladır. Buna kuraklık
sınırı denir.
Kuyu suları : Kuyular açılarak yeraltından çıkarılan sulara kuyu suları denir.
L
Lapya : Kalkerli yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük oluklardır. Oluşan çukurluklar keskin sırtlarda yan yana sıralandığından yüzey pürüzlüdür. Büyüklükleri birkaç cm ile birkaç metre arasında değişir.
L
Lapya : Kalkerli yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük oluklardır. Oluşan çukurluklar keskin sırtlarda yan yana sıralandığından yüzey pürüzlüdür. Büyüklükleri birkaç cm ile birkaç metre arasında değişir.
Lav : Volkanlardan çıkarak yeryüzüne kadar ulaşan eriyik haldeki malzemeye lav denir.
Lejant : Bakınız : Harita Anahtarı.
Litosfer : Bakınız : Taşküre.
M
Mağara : Kalkerli arazilerde çatlaklar boyunca yeraltına sızan suların oluşturduğu büyük boşluklara mağara denir. Damlataş, Narlıkuyu, Düden, İnsuyu, Kızılin mağaraları en ünlüleridir.
M
Mağara : Kalkerli arazilerde çatlaklar boyunca yeraltına sızan suların oluşturduğu büyük boşluklara mağara denir. Damlataş, Narlıkuyu, Düden, İnsuyu, Kızılin mağaraları en ünlüleridir.
Mağma : Yer kabuğunun altında bulunan sıcak ve sıvı katmana mağma denir.
Maki : Her mevsim yeşil kalan kısa boylu çalı ve ağaçlardan oluşan bitki örtüsüdür.
Maksimum
Nem (Doyma Miktarı) : 1m3 havanın belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği
nemin gram olarak ağırlığıdır. Hava kütleleri ısındıkça genleşip
hacimleri artar. Bu nedenle nem alma ve taşıma kapasiteleri de artar.
Eğer hava taşıyabileceği kadar nem alırsa doyma noktasına ulaşır ve
doymuş hava adını alır.
Örneğin
: 20°C sıcaklığa sahip bir hava kütlesinin taşıyabileceği nem miktarı
17,32 gr/m3’tür. Bu hava kütlesinin sıcaklığı 30°C’ ye yükseldiğinde
havanın hacmi genişleyeceği için taşıyabileceği nem miktarı da artar ve
doyma noktası 30,4 ge/m3’e yükselir. Bu nedenle hava kütlesinin doyması
için aradaki fark (13.08 gr) kadar nem yüklenmesi gerekir.
Manto
: Dünya'nın Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır. 100-2890
km’ler arasında bulunan mantonun yoğunluğu 3,3-5,5 g/cm3 sıcaklığı
1900-3700 °C arasında değişir. Manto, yer hacminin en büyük bölümünü
oluşturur. Yapısında silisyum, magnezyum , nikel ve demir
bulunmaktadır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı
plastiki özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu
nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür.
Matematik
Konum : Dünya üzerinde bir nokta veya alanın yerinin belirlenmesi
için, o noktanın Ekvator'a ve başlangıç meridyenine olan uzaklığının
bilinmesi gerekir. Bunun için enlem ve boylam kavramlarından
yararlanılır.
Örnek : Türkiye 36° - 42° Kuzey enlemleri,
26° - 45° Doğu boylamları arasında yer alır.
Mercan
Kalkeri : Mercan iskeletlerinden oluşan organik bir taştır. Temiz,
sıcak ve derinliğin az olduğu denizlerde bulunur. Ada kenarlarında
topluluk oluşturanlara atol denir. Kıyı yakınlarında olanlar ise, mercan
resifleridir.
Menderes
: Akarsu yatak eğiminin azalması, akarsuyun akış hızının ve aşındırma
gücünün azalmasına neden olur. Akarsu büklümler yaparak akar. Akarsuyun
geniş vadi tabanı içinde, eğimin azalması nedeniyle yaptığı büklümlere
menderes denir. Menderesler yapan akarsuyun, uzunluğu artar ancak
akımı azalır.Taban seviyesinin alçalması nedeniyle menderesler yapan
bir akarsuyun, yatağına gömülmesiyle oluşan şekle gömük menderes denir.
Mermer : Kalkerin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması, yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Meteoroloji : Atmosferin özelliklerini inceleyen bilim dalına meteoroloji denir.
Mezozoik Zaman : Bakınız : İkinci Zaman.
Mezra
: bazı ailelerin tarım alanlarının az olması, kan davaları gibi
nedenlerle bulundukları sürekli yerleşmelerden ayrılıp daha uzak bir
yere yerleşmesiyle oluşmuş yerleşmelerdir. Tarımsal faaliyetler
hayvancılığa göre ön plandadır. Bir kaç ev ve eklentilerden oluşan
mezralar zamanla sürekli yerleşme haline gelebilir. Örneğin Elazığ,
Harput’un bir mezrası iken zamanla büyüyerek kent haline gelmiştir.
Mistral : Fransa’nın iç kesimlerinden Rhone Vadisi’ni izleyerek Akdeniz kıyılarına doğru kışın esen soğuk rüzgarlardır.
Muson
Ormanları :Yağışın fazla olduğu yerlerde, kış aylarında yapraklarını
döken yayvan yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar görülür. Bu ormanlara
muson ormanları denir.
Mutlak
Nem (Varolan Nem) : 1m3 havanın içindeki su buharının gram olarak
ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem, sıcaklığa bağlı olarak,
Ekvator’dan kutuplara doğru, denizlerden karalara doğru ve yükseklere
çıkıldıkça azalır.
N
Narenciye : Bakınız : Turunçgiller.
N
Narenciye : Bakınız : Turunçgiller.
Nebula Teorisi : Bakınız : Kant-Laplace teorisi.
Nefometre
: Bulutluluk gökyüzünü kaplayan bulutların miktarı 10 ya da 8 eşit
parçaya bölünmüş ve nefometre adı verilen bir araç ile ölçülür.
Nefometre ufku kaplayacak şekilde tutularak bulutla kaplı pencereler
sayılır. Bulutla kaplı pencere sayısının tüm pencere sayısına oranı da
bulutluluğu verir.
Nehir : Büyük ırmaklara nehir denir.
Nem
: Yeryüzündeki su kütlelerinden buharlaşan su, atmosferin nemlenmesine
yol açar. Atmosferdeki su buharına hava nemliliği de denir. Önemli bir
sıcaklık etmeni olan atmosferdeki su buharının miktarı, yere ve zamana
göre değişir.
Neozoik Zaman : Bakınız : Üçüncü Zaman.
Normal Hava Basıncı : 45° enlemlerinde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta ölçülen basınca normal hava basıncı denir.
Nüfus :Sınırları belli bir alanda yaşayan insan sayısına nüfus denir.
Nüfus
Artış Hızı : Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus
artışına doğal nüfus artış hızı ya da doğurganlık hızı denir.
Nüfus
Haritaları : Dünya'nın bütününde ya da bir bölümündeki nüfusun
dağılışı ve özellikleri hakkında bilgi veren haritalardır. Bu
haritalarda nüfus dağılışı noktalama ile gösterilir. Nüfus yoğunluğu
haritaları ise renklendirilir.
Nüfus
Yoğunluğu : Belli bir alanda yaşayan nüfusun, o alana oranıdır.
Ülkenin genişliği ve toplam nüfus hakkında bilgi verir. Kişi/km2 olarak
gösterilir.
O
Oba : Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir.
O
Oba : Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir.
Obruk
: Baca veya kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukurluklara obruk
denir. Derinliği 250-300 m’yi bulabilen obrukların bazılarının tabanında
göl bulunur. Türkiye’de İç Anadolu’nun güneyinde ve Toroslar’da yaygın
olarak obruklar görülür. İçel’deki Cennet-Cehennem mağaraları ve
Konya’daki Kızören obruğu ülkemizdeki en güzel örneklerdir.
Obsidyen
(Volkan Camı) : Siyah, kahverengi, yeşil renkli ve parlak dış
püskürük bir taştır. Magmanın yer yüzüne çıktığında aniden soğuması ile
oluşur. Bu nedenle camsı görünüme sahiptir.
Okyanus
: Kıtaları birbirinden ayıran geni su kütlelerine okyanus denir. Örnek
: Atlas Okyanusu, Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu), Hint Okyanusu
Orman : Büyüklü küçüklü çeşitli özellikteki ağaçların oluşturduğu bitki örtüsüdür.
Ormanaltı
Florası : Orman örtüsü altında loş ortamda yetişen, çoğunlukla ot ve
sarmaşık türlerinin oluşturduğu bitki topluluğudur.
Orojenez
(Dağ Oluşumu) : Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma
ve kırılma hareketleriyle yükselmesi olayına dağ oluşumu ya da
orojenez denir.
Orografik Yağışlar : Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır.
Otlak : Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara otlak denir.
Ova : Çevresine göre çukurda kalmış geniş düzlüklere ova denir.
Ö
Ölçek : Gerçek ölçülerin kaç defa küçültüldüğünü gösteren küçültme oranına ölçek denir.
Ö
Ölçek : Gerçek ölçülerin kaç defa küçültüldüğünü gösteren küçültme oranına ölçek denir.
Örtü buzulu : Çok geniş alanlara yayılan, kilometrelerce alan kaplayan buzul türüdür.
Özel
Konum : Dünya üzerindeki bir yerin çevresine, denizlere, yer
şekillerine, anayollara, geçitlere ve komşularına göre konumudur.
Özel
Konum; İklim koşullarını, Doğal bitki örtüsünü, Tarımsal etkinlikleri,
Nüfus ve yerleşme biçimini, Ekonomik etkinlikleri, Ulaşım
olanaklarını, Siyasal ve kültürel yapıyı etkiler.
P
Paleontoloji : Fosilleri inceleyen bilim dalına paleontoloji denir.
P
Paleontoloji : Fosilleri inceleyen bilim dalına paleontoloji denir.
Paleozoik Zaman : Bakınız : Birinci Zaman.
Peribacası
: Özellikle volkan tüflerinin yaygın olarak bulunduğu vadi ve
platoların yamaçlarında sel sularının aşındırması ile oluşan özel
yeryüzü şekillerine peribacası denir. Bazı peribacalarının üzerinde
şapkaya benzer, aşınmadan arta kalan sert volkanik taşlar bulunur.
Bunlar volkanik faaliyet sırasında bölgeye yayılmış andezit ya da bazalt
kütleridir. Peribacalarının en güzel örnekleri ülkemizde Nevşehir,
Ürgüp ve Göreme çevresinde görülür.
Plan
: Bir yerin kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek
düzleme aktarılmasıdır. Plan bir tür büyük ölçekli haritadır.
Plato : Akarsu vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir.
Peneplen
: Geniş arazi bölümlerinin, akarsu aşınım faaliyetlerinin son
döneminde deniz seviyesine yakın hale indirilmesiyle oluşmuş, az
engebeli şekle peneplen (yontukdüz) denir.
Perihel : Bakınız : Günberi.
Polye
: Karstik yörelerdeki genişliği birkaç kilometre olan, uzunluğu 20-30
kilometreyi bulan, hatta geçebilen ova görünümlü büyük karstik
çukurlara polye denir. Türkiye’de özellikle Toroslar’da polyeler
yaygındır. Örneğin; Akdeniz Bölgesi’ndeki Ketsel, Elmalı ve Akseki
ovası birer polyedir.
Poyraz
: Türkiye’nin hemen her yerinde esen rüzgarlardır. Yaz poyrazı
serinletici etki yapar. Kışın ise kuru soğuklara neden olur.
Projeksiyon
: Dünya'nın küreselliği nedeniyle, haritalarda ortaya çıkan hataları
en aza indirmek için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunun için
yerkürenin paralel ve meridyen ağının belirli kurallara göre düz bir
kağıda geçirilmesi gerekir. Bu sisteme projeksiyon denir.
R
Rüzgar : Hava kütlelerinin yatay yöndeki hareketlerine rüzgar denir.
R
Rüzgar : Hava kütlelerinin yatay yöndeki hareketlerine rüzgar denir.
Rüzgar
Erozyonu : Bitki örtüsünün olmadığı ya da cılız olduğu yerlerde
toprağın rüzgarlarla yerinden kopartılarak taşınmasına rüzgar erozyonu
denir.
Rüzgarın
Frekansı (Esme Sıklığı) : Rüzgarın yıl içinde belirli bir yönden esme
sıklığına rüzgar frekansı denir. Esme sıklığı rüzgar frekans gülleri
ile gösterilir. Bir bölgede belirli bir sürede rüzgarların en sık
estiği yöne egemen rüzgar yönü denir. Örneğin Ankara Meteoroloji
İstasyonu verilerine göre, Ankara’ya ait yıllık ortalama rüzgar frekans
gülüne bakıldığında, yıl içinde kuzeydoğudan esen rüzgarların toplam
5000 esme sayısı ile en fazla olduğu görülür. Yani egemen rüzgar yönü
kuzeydoğudur.
S
Samanyolu : Çok sayıda yıldızlardan ve Güneş’ten oluşan galaksiye Samanyolu denir.
S
Samanyolu : Çok sayıda yıldızlardan ve Güneş’ten oluşan galaksiye Samanyolu denir.
Sanayi : Ham maddelerin işlenerek mamül madde haline getirilmesine sanayi denir.
Sarkıt-Dikit
: Kalsiyum karbonatça zengin suların mağara tavanından sızarak
içindeki kirecin tavanda birikmesi ile sarkıtlar, damlayarak tabanında
birikmesi ile dikitler oluşur. Karstik alanlardaki mağaralarda görülen
bu şekillerin en güzel örnekleri Damlataş Mağarası’nda bulunmaktadır.
Seki
(Taraça) : Yatağına alüvyonlarını yaymış olan akarsuyun yeniden
canlanarak yatağını kazması ve derinleştirmesi sonucunda oluşan
basamaklardır. Taban seviyesinin alçalması nedeniyle, tabanlı bir vadide
akan akarsuyun aşındırma gücü artar. Yatağını derine doğru kazan
akarsu vadi tabanına gömülür. Eski vadi tabanlarının yüksekte kalması
ile oluşan basamaklara seki ya da taraça denir.
Sel : Sağanak yağış ve hızlı kar erimeleri sonucu çok miktarda suyun akışa geçmesi ile meydana gelen duruma sel denir.
Sıcaklık
: Sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde havanın nem alma kapasitesi de
yüksek olduğu için buharlaşma artar, düşük olduğu yerlerde ise
buharlaşma azalır.
Sırt
: İki akarsu vadisini birbirinden ayıran ve birbirine ters yönde
eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir. Sırtların üzeri düz
olabileceği gibi keskin de olabilir.
Sirk buzulu : Dağların tepesindeki ve yüksek yamaçlardaki küçük çanaklarda yeni oluşmaya başlayan buz türüdür.
Sismograf : Depremin süresi ve şiddetini ölçen alete sismograf denir.
Siyasi
ve İdari Haritalar : Yeryüzünde veya bir kıtada bulunan ülkeleri, bir
ülkenin idari bölünüşünü, yerleşim merkezlerini gösteren haritalardır.
Bu haritalardan uzunluk ve alan bulmada yararlanılır. Ancak yer
şekilleri hakkında bilgi edinilemez.
Siyenit
: Yeşilimsi, pembemsi renkli iç püskürük bir taştır. Adını Mısır’daki
Syene (Asuvan) kentinden almıştır. Siyenit dağılınca kil oluşur.
Step : Bakınız : Bozkır.
Stratosfer : Troposferin üstündeki atmosfer katmandır.
Sürekli
Rüzgarlar : Genel Hava dolaşımına bağlı, sürekli basınç kuşakları
arasında yıl boyunca yön değiştirmeden esen rüzgarlardır.
Ş
Şemosfer : Atmosferin stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmanıdır.
T
Takke buzulu : Dağların bütün yamaçlarını kuşatan buzul türüdür.
Ş
Şemosfer : Atmosferin stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmanıdır.
T
Takke buzulu : Dağların bütün yamaçlarını kuşatan buzul türüdür.
Taraça : Bakınız : Seki.
Tarım : Toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla çeşitli ürünler elde etme işine tarım denir.
Taşküre
(Litosfer) : Dünya'nın manto katmanının üstünde yer alan ve yeryüzüne
kadar uzanan katmanıdır. Kalınlığı ortalama 100 km’dir. Taşküre’nin
ortalama 35 km’lik üst bölümüne yerkabuğu denir.
Tebeşir
: Derin deniz canlıları olan tek hücreli Globugerina
(Globijerina)’ların birikimi sonucu oluşur. Saf, yumuşak, kolay
dağılabilen bir kalkerdir. Gözenekli olduğu için suyu kolay geçirir.
Tektonik Göller : Yerkabuğunun tektonik hareketleri sırasında oluşan çanaklardaki göllerdir.
Tepe : Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan oluşmaktadır.
Termik Basınç : Dünya'nın küreselliği nedeniyle ısınma ve soğumaya bağlı oluşan basınçlardır.
Termik Ekvator : Meridyenlerin en sıcak noktalarını birleştiren eğriye termik ekvator denir.
Ters
Alizeler (Üst Alizeler) : Ekvator’dan (TAB), 30° enlemlerine (DYB)
doğru esen üst rüzgarlardır. Her yerde ve her zaman görülmezler. Yeteri
kadar sürekli ve güçlü değillerdir. 30° enlemleri çevresinde aşağıya
doğru alçaldığından yağış oluşumunu engellerler.
Ticaret : Para kazanmak için yapılan alım satım işlerine ticaret denir.
Topoğrafya
Haritaları : İzohips (eş yükselti) eğrisi yöntemi ile yapılır.
Araziyi ölçekleri oranında ayrıntıları ile gösterirler. Ölçekleri 1 /
20.000 ile 1 / 500.000 arasında değişir. 1 / 20.000'den büyük ölçekli
olanlar kadastro işlerinde ve askeri amaçlarla kullanılır. Bu
haritalardan ölçek, uzunluk alan ve eğim hesaplamada yararlanılır.
Toprak
Haritaları : Bir bölgenin toprak özellikleri ve dağılışları hakkında
bilgi veren haritalardır. Bu haritalardan, yetiştirilecek ürünlerin
belirlenmesi, buna bağlı olarak topraklardan daha iyi verim alınabilmesi
gibi bir çok konuda yararlanılır.
Traverten
: Kalsiyum biokarbonatlı yer altı sularının mağara boşluklarında veya
yeryüzüne çıktıkları yerlerde içlerindeki kalsiyum karbonatın çökelmesi
sonucu oluşan kimyasal tortul bir taştır.
Traverten
: Genellikle sıcak su kaynaklarının yakınında ve kalsiyum karbonatlı
suların yayılarak aktığı alanlarda, kirecin çökelmesi ile oluşan
basamaklardır. En güzel örnekleri Denizli-Pamukkale’dedir.
Troposfer : Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür.
Tundra
: Düşük sıcaklığa ve kuraklığa uyum sağlamış olan kısa boylu çalılar,
otlar ve yosunlardır. Bu bitki örtüsüne tundra adı verilir.
Turizm
: İnsanların görme, tanıma, dinlenme, eğitim, spor, tedavi ve kutsal
yerleri ziyaret etmek amacıyla yaptıkları gezilere turizm denir.
Turunçgiller (Narenciye) : Portakal, mandalina, greyfurt, turunç ve limon bitkilerine genel olarak turunçgil denir.
Tsunami : Bakınız : Dalgalar.
Türkiye’nin Matematiksel Konumu : Türkiye 36° - 42° Kuzey enlemleri, 26°-45° Doğu boylamları arasında yer alır.
U
Uvala : Genişleyip, derinleşen dolinlerin birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük çukurluklardır. Uvaların düzensiz şekle sahip olması ve tabanlarındaki erimeden geriye kalan kalker çıkıntıları dolinlerden kolayca ayırtedilmesini sağlar.
Ü
Üçüncü Zaman (Neozoik) : Günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Üçüncü zamanın yaklaşık 63 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.
U
Uvala : Genişleyip, derinleşen dolinlerin birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük çukurluklardır. Uvaların düzensiz şekle sahip olması ve tabanlarındaki erimeden geriye kalan kalker çıkıntıları dolinlerden kolayca ayırtedilmesini sağlar.
Ü
Üçüncü Zaman (Neozoik) : Günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Üçüncü zamanın yaklaşık 63 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.
Zamanın önemli olayları :
Kıtaların bugünkü görünümünü kazanmaya başlaması. Linyit havzalarının
oluşumu. Bugünkü iklim bölgelerinin ve bitki topluluklarının belirmeye
başlaması. Alp kıvrım sisteminin gelişmesi. Nümmilitler ve memelilerin
ortaya çıkışı. Üçüncü zamanı karakterize eden canlılar nummilit,
hipparion, elephas ve mastadondur.
V
Vadi : Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli inişi bulunan, uzun çukurluklardır.
V
Vadi : Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli inişi bulunan, uzun çukurluklardır.
Vadi buzulu : Sürekli beslenerek sirkten taşan ve vadi boyunca aşağı hareket eden buzul türüdür.
Volkan Bacası : Mağmanın yeryüzüne ulaşıncaya kadar geçtiği yola volkan bacası denir.
Volkanik
Göller : Volkanik patlamalar ile oluşan çanaklardaki göllerdir.
Krater gölü, kaldera gölü ya da maar gölü gibi çeşitleri vardır.
Volkanik
Tüf : Volkanlardan çıkan kül ve irili ufaklı parçaların üst üste
yığılarak yapışması ile oluşan taşlara volkan tüfü denir.
Volkanizma : Yerin derinliklerinde bulunan magmanın patlama ve püskürme biçiminde yeryüzüne çıkmasına volkanizma denir.
Volkan
Konisi : Lav, kül, volkan bombası gibi volkanik maddelerin üst üste
yığılması ile oluşan koni biçimli yükseltiye volkan konisi, koni
üzerinde oluşan çukurluğa krater denir.
Y
Yağış : Havadaki nemin doyma noktasını aşıp, su damlacıkları, buz kristalleri veya buz parçacıkları şeklinde yoğunlaşmasına yağış denir.
Y
Yağış : Havadaki nemin doyma noktasını aşıp, su damlacıkları, buz kristalleri veya buz parçacıkları şeklinde yoğunlaşmasına yağış denir.
Yamaç : Yeryüzündeki eğimli yüzeylerdir.
Yanardağ
: Mağmadan gelen ve yer kabuğundaki çatlaklardan püsküren lavların
yığılması sonucunda o bölgede dağlar oluşur. Bunlara yanardağ ya da
volkan adı verilir.
Yarma
Vadi (Boğaz) : Akarsuyun, iki düzlük arasında bulunan sert kütleyi
derinlemesine aşındırması sonucunda oluşur. Vadi yamaçları dik, tabanı
dardır. Akarsuyun yukarı bölümlerinde görülür.
Yayla
: Yaz aylarında hayvan otlatmak veya tarımsal faaliyette bulunmak
amacıyla gidilen geçici yerleşmelerdir. Yaylalar dinlenmek amacıyla
gidilen yazlık sayfiye yerleri de olabilir.
Yerel
Saat : Bir noktada Güneş'in gökyüzündeki konumuna göre belirlenen
saate yerel saat denir. Aynı boylam üzerindeki noktalarda yerel saat
aynıdır. Herhangi bir meridyenin Güneşin tam karşısına geldiği an,
meridyen üzerindeki tüm noktalarda yerel saat 12.00'dir.
Güneş,
doğudaki bir noktada batıdaki yerlere göre daha önce doğar ve daha
önce batar; bu nedenle yerel saat doğudaki yerlerde daha ileridir.
Yıldız
: Türkiye’ye kuzeyden esen soğuk rüzgarlardır. Karadeniz kıyılarına
yağış bırakırlar. Kar yağışına neden olurlar. Karayel ile karışık
estiğinde kar fırtınaları görülür.
Yıldız : Güneş gibi, kendiliğinden ısı ve ışık veren gök cisimlerine yıldız adı verilir.
Yoğunlaşma
: Atmosferdeki su buharının gaz halden sıvı ya da katı hale geçmesine
yoğunlaşma denir. Yoğunlaşmanın temel nedeni sıcaklığın düşmesidir.
Yörünge Düzlemi : Bakınız : Ekliptik.
Yükseklik : Ağır bir gaz olan su buharı, yerçekiminin etkisiyle fazla yükselemez. Yoğunlaşma sonucu yağış tekrar yeryüzüne düşer. Yükseldikçe hava soğuyacağından havanın su buharı taşıma kapasitesi dolayısıyla buharlaşma azalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder